Aşık Veysel Gecesi - Coşkun Karademir

Aşık Veysel Gecesi - Coşkun Karademir

20 NİSAN GP EMEK SAHNESİ- COŞKUN KARADEMİR

“AŞIK VEYSEL GECESİ”

 Âşık Veysel Türküleri

Büyük medeniyetlere ev sahipliği yapmış olan Anadolu toprakları, bağrında pek çok âşık ve ozan yetiştirmiştir. Âşıklar ve ozanlar, sadece kendi dertlerini değil toplumun dertlerini de sazlarına, sözlerine dökmüş, onlara çağlar boyunca merhem olacak eserler meydana getirmişlerdir. Aşık Veysel Şatıroğlu, Anadolu’da doğan ve yeryüzüne saçılan bu âşık geleneğinin son büyük temsilcilerinden biridir. Sivas’ın Şarkışla ilçesinin Sivrialan köyünde doğmuş olan Âşık Veysel; hayatı boyunca aşkı, hoşgörüyü, merhameti, saygıyı, sevgiyi ve tabiatı eserlerinin merkezine koymuş bir ozandır.

 Sazında ve sözünde daima insanların yaratılmış olan her şeye muhabbetle bakması gerektiğini öğütlemiştir. O tüm insanlığa ikram ettiği “Uzun ince bir yoldayım / gidiyorum gündüz gece”, “Benim sadık yârim kara topraktır” ve “Güzelliğin on para etmez bu bendeki aşk olmasa” sözleriyle insan hayatının geçiciliğine, kimseyi kırmamak gerektiğine, toprağın kıymetini bilmek zorunluluğuna işaret etmiştir. Sazıyla harman edip gönlünden akıttığı her bir sözünün bugünün insanına çareler sunması, büyük ozanların alametifarikasıdır.

 Coşkun KARADEMİR – Özgeçmiş

Çocuk yaştan itibaren aşka tutulduğu bağlamasıyla, Anadolu'nun tüm güzel seslerini sanatına işlemiş bir isim Coşkun Karademir.

Bu toprakların birçok büyük saz ustasından öğrendiklerinden sonra halk müziği ve tasavvuf müziği üzerine yoğunlaşan Karademir, her iki alanda da çok özel albümler yayınladı. CD ve konser çalışmalarıyla kısa sürede dikkatleri üzerine çeken sanatçı, Türk televizyon izleyicisinin unutamadığı Kurtlar Vadisi, Eşkiya Dünyaya Hükümdar Olmaz, Gönül Dağı gibi dizilerin; Muna, Dedemin İnsanları, Turna Misali gibi filmlerin, Türkiye’nin 68’i, Kut’ül Amare, Sıraç gibi belgesellerin müzik çalışmalarının içinde bulundu. Birçok  sanatçının albümüne sanat yönetmenliğini yaptı ve aranjeleriyle de sanat kariyerlerine yön verdi.

Bir dönem Kültür Bakanlığına bağlı olarak devlet sanatçılığı (misafir sanatçı) görevini yerine getirdi, çeşitli ulusal / uluslararası üniversitelerde dersler verdi ve akademik çalışmalar gerçekleştirdi. Birbirinden farklı coğrafyaların müziklerine yönelik araştırmaları ve üretimleri, onun dünyaca ünlü sanatçılarla buluşmalar düzenlemesine de vesile oldu. Bu buluşmalar neticesinde birçok konserler, projeler ve albüm çalışmaları ortaya çıktı.

Ortak çalışmalarının ilk ürünü; gerek bir araya getirdiği ustalar, gerekse Sufi geleneksel müziğinin icrasında batı enstrümanlarının da katkı sağlayabileceğine dair örneklemeleri ve aranjelerindeki farklılıklarla, artık mistik müzik alanında bir kült albüm kabul edilen, İran'ın dünyaca ünlü sesi Mahsa Vahdat'ın da yer aldığı The Secret Ensemble grubunun ilk albümü Kuşların Çağrısı oldu. İngiltere’nin en önemli müzik dergisi olarak kabul edilen “Songlines Magazine” tarafından Top of the World Album seçilen bu çalışma, uluslararası müzik otoritelerinin de Karademir’e dikkat kesilmesilerini sağladı.

Bu albümün başarısı, Avrupa’nın en önemli Müzik şirketlerinden birisi olarak kabul edilen Norveçli KKV Records tarafından, Mahsa Vahdat’la bu kez ikinci bir albüm için davet edilmesine vesile oldu. Erik Hillestad'ın prodüktörlüğünde hazırlanan, Karademir’in de tüm aranjelerini yaptığı Endless Path (Sonsuz Yol) albümü, gerek basın gerekse müzik otoriteleri tarafından mistik müzik alanında bir “Baş yapıt” olarak yorumlandı ve British Airways tarafından da uçaklarda çalınmak üzere playlistlerine alındı.

Yayınlanan son enstrümantal albüm çalışması, yine seçme müzisyenleri bir araya getirerek hazırladığı, kendi adını taşıyan grubu Coşkun Karademir Quartet’ in Öz albümüdür. Bağlama ve kopuz sazlarında hakimiyetinin ve bunların üzerinden oluşturduğu müzikal düşüncelerinin, kendisiyle beraber duduk, çello ve perküsyon sazlarıyla nasıl kurgulanıp dünya sahnelerine Quartet mantığıyla sunulabileceğine örnek teşkil eden bu albüm; müziğin insanlara, insanlık tarihine, insanlığın temel hikâyesinin özüne nasıl yansıdığını anlatmayı ve hissetmeyi amaçlamaktadır. Öz albümü aynı zamanda uzun bir  süre de Transglobal World Music Chart’ ta ( Dünya Müziği Listeleri ) üst sıralarda yer aldı. Bu proje son olarak, uluslararası anlamda dünya müziğinin en önemli expo’ su olarak bilinen ve 20.si Macaristan / Budapeşte’ de gerçekleşen WOMEX’ te Türkiye’yi temsilen seçilmiştir.