Oppenheimer

2000’li yılların en popüler yönetmenlerinden biri olan Christopher Nolan, yeni filmi Oppenheimer’la sinemalarda. Atom bombasının icadının etrafında yaşananları, bombanın mucidi J. Robert Oppenhemier’ın perspektifinden anlatan film, tempolu ve gerilim yüklü üç saatlik bir biçimsel deneyim sunuyor. Başrollerinde Cillian Murphy, Robert Downey Jr., Emily Blunt, Matt Damon, Jason Clarke ve Alden Ehrenreich gibi isimlerin yer aldığı filmin konuk oyuncuları arasında da çok önemli sürpriz isimler yer alıyor. Nolan, her zamanki yetkin sinema bakışıyla atmosfer kurma anlamında harika bir iş çıkarmış. Kurgusundan müziklerine, sinematografisinden temposuna kadar görsel ve işitsel anlamda çok güçlü bir film var karşımızda. Filmin atom bombası deneme sahnesi başta olmak üzere birçok etkileyici sahnesi mevcut ve kesinlikle sinema salonunda deneyimlenmesini öneriyorum. Bu özelliklere, sağlam kotarılmış oyunculuk performansları da eklenince ortaya sürükleyici bir yapım çıkıyor. Senaryo konusunda ise farklı görüşler ve detaylar mevcut. Atom bombasının mucidi Oppenheimer egoları ve mesleğine olan düşkünlüğünden dolayı işe koyuluyor ama sonra yüzbinlerce kişinin ölümüyle vicdan muhasebesine giriyor ve itibarsızlaştırma hareketine maruz kalıyor. Vicdani olarak tepkisinde geç kalan Oppenheimer’la empati kurmak izleyyiciye düşüyor ve bu yönü bazı izleyicilerin hoşuna gitmeyebilir. Elbette, komünizm azı, McCarthy dönemi, ABD Japonya savaşı ve Naziler filmin senaryosunda yerini alıyor. Tüm bunlara vakıf değilsek bile biçimsel üstünlük filmden sinemasal haz almaya yetiyor ama hatırlatmakta fayda var; Kesinlikle sinemada deneyimlenmesi gereken bir film Oppenheimer.